Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Ahmet G, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, öldürülen Hüseyin Telli’nin yakınları ve taraf avukatları salonda hazır bulundu.
Söz verilen sanık Ahmet G, savunmasında, fırıncı olduğunu Hüseyin Telli’nin de daha önce kendisinin yanında çalıştığını söyledi.
Sorun çıkardığı iddiasıyla Telli’yi işten çıkardığını öne süren Ahmet G, “Hüseyin alkol alıyordu, hal hareketini de beğenmiyordum. Ama yine görüşmeye devam ettik. İş yeri açacağını söyleyerek benden 3 bin lira istedi ama bu paranın ne kadarını verdi, ne kadarını vermedi hatırlamıyorum.” dedi.
Olay günü beraber alkol aldıklarını ve maktulün kendisine saygısızca davrandığını öne süren sanık Ahmet G, Telli’nin kendisine bıçakla saldırdığını boğuşma sırasında ise Telli’nin bıçağın üzerine düşerek hayatını kaybettiğini ileri sürdü.
“Cesedi yok etmek gibi bir niyetim yoktu”
Telli’nin cesedini araca bindirerek moloz ve sera atıklarının atıldığı bir alana götürerek gömdüğünü anlatan sanık, “Cesedi yok etmek gibi bir niyetim yoktu. Ben kendisini kasten öldürmedim, kendisi ölümüne sebep oldu.” ifadesini kullandı.
“Kardeşimin hala cenazesi ortada yok, ne yaptıysa bize söylesin”
Müşteki İbrahim Halil Telli, kardeşini 6 yıldır kayıp olarak aradıklarını kaydetti.
Sanığın sürekli kardeşinin iyi olduğunu ve geleceğini söyleyerek kendilerini oyaladığını anlatan Telli, “Araştırdığımda kardeşimin en son kendisiyle görüştüğünü öğrendim. Bunu sanığa söylediğimde ise hep inkar etti. Kardeşimin hala cenazesi ortada yok, ne yaptıysa bize söylesin. Sanığın en ağır cezayı almasını istiyorum.” diye konuştu.
Müşteki Ayşe Telli ise çocuklarını babasız büyüttüğünü, anne olarak yüreğini yandığını ve oğlunun cenazesini istediğini bildirdi.
Mahkeme heyeti, tanık ifadelerinin ardından sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Olay
Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde 25 Temmuz 2016’da sanık Ahmet G, Hüseyin Telli’yi bıçaklayarak öldürmüş, cesedini ise Kepez ilçesi Hurdacılar Çarşısı ve Düden Şelalesi arasındaki moloz yığınlarının arasına gömmüştü. 6 yıl sonra ortaya çıkan cinayette sanık suçunu kabul etmiş, ceset ise atıldığı iddia edilen yerde yapılan aramalara rağmen bulunamamıştı.