Geçmiş yıllardaki bilim kurgu filmlerinde, günümüz çok farklı tahmin ediliyordu.
Uçan kaykayların ve arabaların, hatta belki ışınlanmanın, 2022’de günlük hayatın bir parçası olacağı resmediliyordu.
Belki bu tahminlere yetişemedik; ancak geldiğimiz nokta yine de umut vadediyor.
Geleceğin tasvir edildiği her yerde, ulaşım kritik öneme sahip. Belki de teknolojik gelişmişliğin en önemli göstergelerinden biri de bu.
Uçan arabalarımız ya da ışınlanma teknolojimiz olmasa da ulaşım teknolojileri her geçen gün gelişiyor.
TRT Haber’in haberine göre, yakın gelecekte karşınıza çıkacak yeni yolcu uçakları, sizi İstanbul’dan New York’a 2 saatten daha az bir sürede ulaştırabilecek.
Süpersonik uçaklarla başlayan ancak ara verilen bu macera hipersonik uçaklarla yeniden başlıyor.
CONCORDE’UN MİRASINI GELİŞTİRECEKLER
Süpersonik uçak fikri 1960’lı yılların ortalarında ortaya çıktı ve 70’li yıllardan 2003 yılına kadar devam etti.
Yolcu uçuşları, Air France ve British Airways’in Concorde’u emekliye ayırmasıyla, 2003 yılında sona erdi.
Süpersonik uçuş, bir uçağın ses hızından daha hızlı hareket etmesi anlamına geliyor.
18 bin 300 metre yükseklikteki uçak, saatte bin 60km’den daha hızlı uçuyor.
Şuan yolcu taşımacılığı için üzerinde çalışılan hipersonik uçaklarsa sesin 5 katından fazla hıza ulaşabiliyor. Yani saatte 8 bin kilometrenin üzerine çıkabiliyor.
İstanbul’dan New York’a yapılacak aktarmasız bir uçuş normal uçaklarda 10 saat 40 dakika sürerken, bu uçaklarla yolculuk süresi 1 saat 40 dakikaya düşebilir.
EN UZAK YER 4 SAAT OLACAK
Süpersonik uçuşları geri getirmek isteyen NASA, uçak üreticisi Lockheed Martin’le birlikte çalışıyor.
ABD merkezli uçak şirketi boom da ovırçır isimli süpersonik uçağıyla Concorde’un mirasını geliştiriyor.
Şirketin amacı 100 dolara dört saat içinde dünyanın herhangi bir yerinde olabilmek.
Ancak bu sürecin önünde ciddi engeller bulunuyor.
GÜRÜLTÜ İÇİN TESTLER SÜRÜYOR
Süpersonik yolcu seyahatiyle ilgili iki büyük endişe; gürültü ve kirlilik.
Yüksek hızda seyahat için kullanılan yakıt miktarının artması bu uçuşların çok daha fazla karbon ayak izi bırakmasına neden oluyor.
Ozon tabakası da bu uçuşlardan ağır zarar görüyor. Ayrıca yüksek ısı uçakların sağlamlığı için bir tehdit.
Ses hızından daha hızlı seyahat etmek, yerde yüksek bir gök gürültüsü gibi duyulabilen sonik patlamaya neden oluyor. Boom şirketi de ismini tam olarak buradan alıyor.
2030’DAN ÖNCE YOLA ÇIKABİLİR
NASA, şu anda California’da X-59 uçağının ses kontrollerini yapıyor.
Süpersonik uçak 2023’te ilk kez uçacak ve beklendiği kadar sessiz olduğunu ispatlamaya çalışacak.
Her şey yolunda giderse 2030’dan önce bu uçaklar dünyanın iki ucunu birbirine yakınlaştıracak.
Bu konu hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Görüşlerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.